ilkokul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ilkokul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ekim 2016 Cuma

Veli için değil, çoçuğun merkezde olduğu bir bayram kutlaması

Özel okulların kutlamalarında genelde gördüğümüz seyler malumunuz; okulun kurucusuna atıflar, sıkıcı protokol konuşmaları, okulun reklamları, saatlerce süren ve çocuklar icin eziyete donen bekleyişler, bayılan çocuklar (bizzat gözlerimle görmüşlüğüm vardır), kısaca bitse de gitsek dedirten ortamlar, tören öncesi hazirliklar sırasında sergilenen pedagojik olmayan yaklaşımları da katarsak bu sevimsiz liste benim için uzar gider...

Bugun bunların hiçbiri olmadı. Veli olduğumdan beri ilk kez "çocuk dostu" bayram kutlamasına şahit oluyorum. Saatlerce sürmeyen, iyi bir planlamayla keyifli bir tören kutlandı bugün Ege'nin okulunda. Keyifliydim cunku torende görev alan herkesin öğretmeninden öğrencisine hatta dans eden müdür yardımcısına kadar... herkesin eğlendiğini gördüm. Okul müdürünün kendisi icin ayrılmıs bir protokol sırası olmaksızın velilerle iç içe oturduğu, çocuklarin omzunu sıvazladığı; samimi ve çocukların da eğlendigi, ailelerin sadece izlemedigi çocuklarıyla birlikte sahneye çıktığı, göstermelik olmayan gösterilerle Cumhuriyet'imizi kutladık bugün.

Siz gördünüz mü bilmiyorum ama ben ilk defa farklı sınıf seviyesinden öğrencilerin birlikte bir etkinlik sahnelediğini; ebeveynlerle çocukların birlikte sahneyi paylaştıklarını gördüm. 4., 5. ve 6. sınıf öğrencileri birlikte dans ettiler. Anneler ve babalar çocuklarıyla oratoryo yaptılar. Tribünlerdeki veliler kendilerine verilen kocaman bayrağı açarak sahnedeki çocuklara eşlik ettiler, tören bitiminde o bayrakla sahnede gururla gezdiler...

Sadece tören sırasındaki ortam degil törenden önceki hazırlık aşaması da çok önemliydi benim için. Geçmiş deneyimlerin aksine Ege'de bir stres ya da isteksizlik oluşmadı. Demek ki öğretmenler icin sadece sonuç degil süreç de önemliydi. Öğretmenler üzerinde stres yaratmayan okul idaresi, çocuklar üzerinde baskı yaratmayan öğretmenlerin olduğu bir okul "çocuk dostu" tören yapabilen okuldur.

Son olarak okul 11.00'de bitmesine rağmen törenden sonra çocuklara kumanya dağıtılmasıyla da tekrar gördüm ki bugun herşey bir yana merkezde veli degil, çocuklar vardı.

Bütün bu saydığım noktalarda gösterdikleri hassasiyetten dolayı bir anne, psikolog ve egitimci olarak TED Atakent okul yönetimini ve öğretmenlerini tebrik ediyorum.

24 Aralık 2015 Perşembe

Alaattin Keykubat İlkokulu ile Robert Koleji bir eğitimde nasıl buluştu?

Önce sondan başlayayım. Konuyla ilgili sosyal medyada paylaşımlarım oldu ama bu eğitim benim için o kadar samimi ve içten bir ortamda geçti ki yazımı da evimde, içeceğimi alıp arkadaşlarımla sohbet ediyormuş gibi hissettiğim bloğumda yazmalıyım dedim. Küçükçekmece'de bir ilkokul olan okulum Alaattin Keykubat ile Robert Koleji Eğitimde Teknoloji ekibinin bir eğitimde buluşması hikayesini anlatıyor olacağım.

Eğitimde öğrendiğimiz araçlardan
biri olan Tagul ile öğrendiğimiz
tüm araçların isim bulutu
Sosyal medyayı belirli bir amaç doğrultusunda kullananlar bilir, orada olasılıklar sanki sonsuz gibidir. Twitter sayesinde tanıştığım, sonrasında birkaç eğitim ortamında karşılaşıp sohbet ettiğim Mehmet Özdemir Hoca ile konuştukça öğrendim ki benim eğitimde teknolojinin kullanımı ile ilgili öğrenmek isteyecegim çok şey var. Yakın zamana kadar teknolojiyi gayet basit düzeyde kullanabilmiş biri olduğum gerçeğini görmezden gelip, birgün bir mesajımda benim okulum da Google Classroom okulu olsun istiyorum dedim. Ne istediğimi tam bildiğimden emin değildim ama okuduklarımdan belli ki eğitim bir dönüşüm içindeydi ve biz de yakalamalıydık. O anda tek beklentim bana bir rehberlik edilmesiydi ama doğru kapıyı çalmıştım. Mehmet Hoca da ekibiyle birlikte beni bekliyordu :)

Müdürüme konuyu aktardım, kendisi yeniliklere acık bir insan dolayısıyla tahmin ettiğim gibi desteği tam oldu. İlk iş okulumuza ait özel bir internet adresi alınması gerekiyordu. O kısımları iyi bilmiyorum çünkü bir iki anlama girişiminden sonra bana ne kadar uzak isler dedim. Bana duygularını anlat anlayayım ama bana proxy adresi, ayarları vs. ile gelince o an stratejiyi belirledim. İnsanları yorma, bırak bildikleri en iyi işi yapsınlar. Armut pis ağzıma düş, üzümünü ye bağını sorma stratejisine geçişten sonra Mehmet Hoca'nın yakasından düştüm ve resmi işlemlerle ilgili gerisine karışmadım.

Alt yapı çalışmalarını, resmi isleri onlar halletti. Google okulu olduk. Sıra eğitime geldi. Beni en çok endişelendiren öğretmenlerimizin eğitim almaya istekli olup olmayacakları, istekli olanların katılabileceği ortak bir tarihin belirlenmesi konusuydu. Tam olarak içeriğin ne olduğunu kavrayamadığım bir şeyle ilgili öğretmenlerden bir fedakarlık beklemek başarısızlıkla sonuçlanacak bir girişim olacaktı.

Ne yaptık?

Robert Kolej'e gidelim, girmek üzere olduğumuz bir işi ucundan kıyısından biraz görelim dedik. Gönüllü iki öğretmen arkadaşımla,Hakan Doğan ve Didem Engin, Robert Kolej'e ziyarete gittik. Etkilendik, döndük. Bu kadar. Gerçi dönüş yolculuğu bu kadar basit değildi, sanırım 3.5 saat sürdü ama bu yazı mutluluk dolu bir yazı olacak, burayı geçelim.


Arkadaşlara orada bize gösterilen birkaç uygulamanın bizde yarattığı etkiyi anlattık, bu eğitimin değerini hissedince sanırım hissettirmek ve merak uyandırmak da mümkün oldu. Herkesin okul çıkısı iki saat kalmalarını istesek diyorken eğitim Cumartesi, sabah 9.30-15.00 arası 16 öğretmenin gönüllü katılımıyla gerçekleşti.

Eğitimi veren Serkan Aydın, Ayşenur Öznalcin, Orhan Aslan, Gamze Demirbaş, Fatih Torun...evet 5 kisi! Bu 5 kisi şehrin farklı yakalarından, hiçbir maddi karşılık beklemeden kendi imkanlarıyla okulumuza geldiler. Bir yerde karşılayayım dedim ama arabaya sığmıyorlardı :) Hem sıcak hem profesyonel tavırlı bu gençleri çok sevdik. İyi hazırlanmışlar belli. Kimin ne anlatacağı, konuyu biri anlatırken diğerlerinin ne yapacağı hepsi planlanmış. Bence neden 5 kisi geldikleri de belli oldu:
  • Şuna bastım ama öyle olmadııı!
  • Yapıyorum ama kabul etmiyor!
  • Buranın arka plan rengini nasıl değiştireceğim, böyle hiç iyi olmadı... gibi sırf benim sorduğum bir milyon tane soruya cevap verecek bir kişiyi basıma ben dikiyordum zaten.
Eğitim nasıl geçti derseniz? İşimize yarayacak uygulamalar öğrendik ve üstelik de eğlendik. Hatta içimizden bazi arkadaşlar kullanmaya başladılar bile ozel calışmalarında.


Eğitim veren öğretmenlerimizin tepkisinden de anlıyoruz ki; bu tip eğitimlerde öğretmenler sık sık ara vermek istermiş. Bilirsiniz hava almak için :) Bizden hiç ara talep eden olmadığı gibi ara ister misiniz diyen öğretmene de "niye ki güzel gidiyor devam edelim" dedik. Öğle yemeğine kadar ara vermedik. Sağolsun müdürümüz düşünmüş, bizim keyfimiz yerindeydi, hem çalıştık hem atıştırdık. Uzun lafın kısası eğitimin içeriği ve atmosfer harikaydı.

Okulumuzu Google okulu yapan, egitimin gerçekleşmesini mümkün kılan, benim bu ise girdim gireli her soruma, her mesajıma dönen Mehmet OZDEMİR'e, eğitimde teknoloji ekip üyelerinden Serkan AYDIN, Ayşenur ÖZNALÇIN, Fatih TORUN, Orhan ASLAN, Gamze DEMİRBAŞ hocalarıma, bastan beri destek veren okul müdürüm Fatma UYAR'a, bu egitime bir günlerini ayırarak gelen öğretmenlerimize ve öğlen evinden gelip bize o guzel yemekleri yapan Nurten Hanim'a çok teşekkür ediyorum.

Fedakar ve idealist insanlar ortak bir amaç için biraraya gelince sonuç bu...






- Posted using BlogPress from my iPhone


27 Ekim 2015 Salı

Aileler ilkokul çocuklarına ödev yapma alışkanlığını nasıl kazandırabilirler?

İlkokullarda okulun ilk aylarında velilerin PDR servislerine başvurma nedeni çoğunlukla aynıdır. Çocuğunu ödevin basına oturtmakta zorlanan veli, oturduğunda da ödevi yaptırmakta sorun yaşar. Her eğitim yılı başında oldugu gibi bu yıl da 1.sinif velilerimizle bir seminer gerçekleştirdik. Velilerimizden birinin sunumdaki bilgileri ihtiyac duydukça tekrar okumak istemesi üzerine bloğa bu konuda bir yazı koymamın faydası olacağını düşündüm. 

Bilinmelidir ki her çocuğun ödev yapmak istememe nedeni farklı olabilir. Bu nedenleri şöyle toparlayabiliriz.. 


Çocuklar neden ödev yapmak istemez? 
  • Yazılarının kötü olduğunu düşündükleri için,
  • Anne-baba tarafından yazıları eleştirildiği için,
  • Ödevin tamamı gözlerine çok göründüğü için,
  • Nasıl yazacaklarını anlayamadıkları için,
  • Ödevi neden yapmak zorunda olduklarını anlamadıkları için,
  • Tekrar tekrar aynı yazıyı yazmayı anlamlı bulmadıkları için,
  • Ödev yapma saatleri çatışmaya dönüştüğü için,
  • Hazır olmadan ödev yapmaya zorlandığı için,
  • Yalnız başlarına kalmaktan sıkıldıkları için,
Çocuğunuz saydığımız nedenler içinden hangilerinden rahatsız oluyorsa, o sorununa yönelik çözüm üretmek zorunda olduğumuz icin nedenleri iyi saptamak gerekir.

Not: Bu yazı velilere yönelik olduğu için yazıda ödevin kalitesi (niteliği), öğrenciye uygunluğu, çekiciliği, ne amaçla verildiği, miktarı gibi okuldan kaynaklanan değişkenlerden bahsetmiyorum.. 


Aileler çocuklarına ödev yapma alışkanlığını nasıl kazandırabilirler?

Çocuğunuz/siz yazısının kötü olduğunu düşünüyorsanız neler yapabilirsiniz?
  • Çocuğa önce yazısı ile ilgili yardım isteyip istemediğini sorun.
  • Hataları siz söylerseniz eleştirmiş olursunuz, ona söyletirseniz öz değerlendirme yaptırmış olursunuz.
      • "k harfinin üst tarafı çizginin neresinde?"
      • "a harfinin yuvarlak kısmının büyüklüğü sence nasıl?"
  • Siz iyi ya da kötü yazdığını söylemeyin.
  • Yazdıkları içinden en iyisi olduğunu düşündüğü kelimeyi/harfi vs. ona buldurun.
  • Neden iyi olduğunu düşündüğünü sorun, anlatamazsa ipucu verin.
      • "Görüyorum ki harf olması gerektiği gibi iki çizginin arasında, harflerin büyüklükleri aynı olmuş, kelimelerin hepsi çizginin üzerinde sıralanmış vb." 
  • Çocuğunuzu cesaretlendirin.
      • “Yazı yazarken acele etmeden, özenerek yazıyorsun.”

Ödevin tamamı çocuğunuzu ürkütüyorsa ne yapabilirsiniz?
  • Ödevi çocuğunuzun performansına uygun olacak kadar küçük parçalara ayırın. 
  • Sonuca değil sürece vurgu yapın böylece kontrolün kendisinde olduğunu hissetsin.
      • “Önemli olan yazının çok güzel, çok düzgün olması değil, önemli olan elinden geleni yapman” diyerek onu hem rahatlatmış hem de cesaretlendirmiş olursunuz.

Çocuğunuz ödevini nasıl yapacağını anlayamamışsa nasıl yardımcı olabilirsiniz?
  • Yazamadığı harfi, (varsa) yazı tahtasında, yoksa büyük bir kağıt üzerinde çalıştırın.
  • Harfin yazımını parçalara ayırarak öğretin. e harfini öğretirken; önce üst çizgiye doğru çiz, sonra oradan alt çizgiye doğru bir yarım yuvarlak çiz…şeklinde. 
  • Hala yapamıyorsa kılavuz noktalar kullanın.

Ödevi neden yapmak zorunda olduklarını anlamamışlarsa ne yapabilirsiniz?

O an yapması gereken ödevin ne işe yarayacağını açıklayın. "Tekrar tekrar aynı şeyi yazmanın bir nedeni öğrenmeni sağlamak diğer nedeni ise bilek ve parmak kaslarının gelişmesine destek olmak" diyebilirsiniz.


Tekrar tekrar aynı yazıyı yazmak istemiyorlarsa ne yapabilirsiniz?

Eğer çocuk yazının nasıl yazılacağını anlamışsa ve birkaç tekrardan sonra artık yazmak istemiyorsa, ödevi bitirmesi için bir önceki maddede açıkladığım gibi bir açıklama yaparak ikna etmeye çalışabilirsiniz ama gerginlik pahasına ısrar etmeyin ve durum hakkında öğretmenine bilgi verin. Ortak bir strateji belirleyin.  


Ödev yapma saatleri çatışmaya dönüşüyorsa ne yapabilirsiniz?

Herşeye rağmen ödevini tamamlamak istemiyorsa kesinlikle inatlaşmaya girmeyin. Aranızdaki ilişkinin zedelenmemesi çok daha önemli. Ödev yapmamanın sonuçlarını yaşaması için ödevini yapmadan okula gitmesine izin verin ve öğretmene durum hakkında bilgi verin.

Unutmayın çocukların dikkat süreleri yaşları +3dk.dır. Çocuğunuzu saatlerce ödev başında oturmak zorunda bırakmayın.

Yalnız kalmak istemiyorsa ne yapabilirsiniz?
  • Yanında bulunun ancak ödevi onun adına yapmayın.
  • Motive etmek için siz de kendi sayfanıza aynı ödevi yapabilirsiniz.
  • Zamanla çocuğun hazır hissetme durumuna göre yanında kalma sürenizi azaltabilirsiniz.

Çocuğunuz hazır olmadan ödev yapmak zorunda bırakmamak için ne yapabilirsiniz?

Gününü planlamasını öğretin. Çocuğunuzun isteklerine göre planı yapmasına fırsat verin. Günlük plan yaparken sadece ödevin en sona bırakılmadığından emin olun, bu kadarı yeterlidir.

Henüz okuma yazma bilmeyen çocuklar da günlük plan yapabilir.

Genel Öneriler
  • Ödevin yapıldığı saatte çocuğun dikkatini dağıtacak bir etken olmamasına özen gösterin.
  • Yanlış yaptığı için çocuğa ödevini baştan sona yeniden yaptırmayın. Yanlış yazdığında sildirmeyin, yanına doğrusunu yazdırın.
  • Masa başı ödevler için çocuğunuza uygun alanlar yaratın. Ayrı bir oda imkanı yoksa ona tahsis edebileceğiniz sessiz bir köşe yeterli olur.
  • Korkutarak ya da rüşvet vererek nasıl bir çocuk yetiştirmiş olursunuz? Ödev yapması için ödül/ceza yöntemini kullanmayın. Günlük plan yöntemi ile ödeve oturma sorununu halledebilirsiniz. Ödevini yaparsan dışarıya çıkabilirsin, ödevini yaptıktan sonra TV seyredebilirsin gibi şartlar koymayın. Bu ödevi sadece daha itici yapar ve asıl istediğini elde etmek icin asılması gereken bir engel olarak algılanmasına neden olur.  
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...