davranış değiştirme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
davranış değiştirme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Mart 2019 Cuma

Oyun Yoluyla Davranış Değişikliği Kazandırma Grup Çalışması 3.Oturumu

Evde, okulda pek çok yerde rekabetin hakim olduğu eğitim anlayışına inat, ailede iş birliğine dayalı bir eğitim anlayışının oluşması için çalışmamızın 3. oturumunu büyük oranda işbirliği oyunlarına ayırdım. Aile içi sosyal etkileşimi arttırmanın yanı sıra aynı amaç için bireyleri birlikte hareket etmeye motive eden ve güven duygusunu tazeleyen bu oyun türünü diğerlerine göre bir tık daha fazla önemsiyorum galiba. Çocukların yarıştırılması, ödül ve ceza gibi dış etkenler yoluyla davranış değişikliği kazandırılması anlayışına mahkum olmadığımızı görmemizi istiyorum. 

Başlangıçta bilgi paylaşımı, sonrasında uygulama ve kapanışta küçük grup tartışmasıyla 3. oturumu tamamladık. Tartışma kısmında gerçek yaşam deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Bir nevi teori ile deneyimi bir araya getiriyor ve öğrendiklerimizin gerçek hayattaki karşılığını fark etmeye çalışıyoruz. Bunun güzel bir örneğini annelerimizden biri anlattı bugün. Kapıdan çıkarken montunu giymeyi reddeden çocuğuyla sık sık kriz yaşadıklarını ama bu sefer krize dönüşmeden olayı atlatmayı nasıl başardığını anlattı. Öğrendiği saçma oyun tekniği işe yaramıştı. Artık kapıdan çıkmak eziyet olmayacaktı, otorite savaşı yaşanmak zorunda kalınmamıştı. Ayni yas grubu çocukları olan annelerin sorunları da haliyle birbirine benzer oluyor. Burada öğrendiklerinin işe yaradığını görmek, diğer anneleri de heyecanlandırıyor. Aralarındaki bu paylaşımları izlemek keyfi de bana kalıyor. 

Çocukların, huysuzluk etmelerinin altında yatan ihtiyacın ne olabileceğine de kafa yorduk bu oturumda. Örneğin bacağınıza yapışan çocuğunuzun ihtiyacı ne olabilir dediğimde:

"Acaba fiziksel temas olabilir mi? ya da ayrılmaktan korkuyordur belki. Fiziksel temasa ihtiyacı varsa onunla daha sık mesela boğuşma oyunları oynayabilir, ayrılık endişesi yaşıyorsa saklambaç gibi oyunlar oynayabiliriz dediler annelerimiz. Bazıları da şu yorumu yaptılar; belki de kendisini güvende hissetmiyordur, yalnız kalmak istemiyordur, o zaman gücün çocukta olduğu oyunlar da işe yarayabilir."  
Ben.... mest! 😍

Hangi davranışlar altında nasıl ihtiyaçlar yatıyor olabilir ve bu ihtiyaçlara yönelik ne tip oyunlar kurgulayabiliriz üzerine alıştırma yapmaya devam edeceğiz elbette ama fotoğraflarda gördüğünüz bu harika annelerle sanırım aynı dilden konuşmaya başlıyoruz. 








7 Mart 2019 Perşembe

Oyun Yoluyla Davranış Değişikliği Kazandırma Grup Çalışması 1. ve 2. Oturumu

19 yıllık deneyimim sonucunda ailelere iletişim semineri vermenin harcadığım çabaya karşılık gelen bir fayda sağlamadığını gördüm. Bu yıl küçük ölçekli bir okulda olmanın avantajı ile küçük grup çalışması yapma şansı bulunca, tam istediğim fırsat dedim ve ebeveyn-çocuk arasındaki ilişkileri güçlendirmek, özellikle annelerin davranışlar konusunda farkındalıklarını arttırmak amacıyla; oyun temalı 6 oturumluk bir grup çalışması hazırladım. 2 aylık hazırlık süresi içinde, bu çalışmanın yerini bulup bulmayacağı konusunda zaman zaman endişelendiğim, daha etkili hale getirebilmek için dönüp dönüp değişiklikler yaptığım zamanlar oldu. Oturumlara başlamadan önceki akşam gerçekten heyecanlıydım. O kadar emeğe değecek miydi?

Oyun, ebeveyn-çocuk ilişkisinde yakınlaştırıcı ve kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olduğundan oturumlarımın odak noktasını oyun oluşturdu. Psikolog Alteha Solter’ın “Oyun Oynama Sanatı” ve Deniz Altınay’ın “Psikodramada 400 Isınma Oyunu” kitaplarından faydalanarak hazırladığım oturumların ilkinde karşılıklı beklentilerimizi netleştirdik, tanıştık, çalışmanın ayaklarının yere basması için temel kavramları tartıştık, videolarla somutlaştırdık. İkinci oturumda 9 tür bağlanma oyunu hakkında konuştuk, örnek oyunlar oynadık, her evde yaşanan ortak sorunlardan bahsettik.



Grup içerisinde yaşananlar bu yazıda asıl paylaşmak istediğim aslında: Anneler birbirlerine tecrübelerini aktarmakta ve denedikleri çözüm yollarını paylaşmakta çok istekliydiler ve son derece katılımcıydılar. Oyun oynuyorlar, soru soruyorlar, not alıyorlar, fotoğraf çekiyorlar, tam yaşadıkları konuya parmak bastığınızda o heyecanla sözünüzü kesip yaşantılarından örnekler veriyorlar. Oyun oynamaya alışkın olmamanın getirdiği biraz mahcup ama hevesli olduklarını gösteren utangaç gülümsemeler eşliğinde harika katılım gösteriyorlar.

Daha ikinci oturumda annelerden olumlu dönüşler almaya başladım. Hırçın  ve saldırgan davranışlar sergileyen oğlunun sakinleştiğini, kendisi ile işbirliği yapmaya başladığını anlattı annelerimizden biri. Pek çoğu da farkındalıklarının arttığını anlatan geri dönüşler yaptılar. Bir kaç anne geriye dönük iç hesaplaşmalara girdiler. Bazıları sorgulamayı biraz ilerleterek bir yargıda bulundular ve bazı durumlarda farklı davranmış olmayı dilediklerini ifade ettiler, galiba biraz vicdanen huzursuz oldular desem yanlış olmaz. Kimsenin kendisini yetersiz hissetmesini istemediğimden Prof. Üstün Dökmen Hocamızın her zaman söylediği ve beni çok rahatlatan cümlesini tekrarladım: "Annelerin sayılabilir miktarda hataları vardır ancak sayılamayacak kadar çok artıları vardır; yalnızca sevgileri, her türlü hatalarını örtmeye yeterlidir."

Bu küçük grup çalışması beni gerçekten motive ediyor, heyecanlandırıyor ve yaşam enerjimi arttırıyor. Yıllardır içten içe hissettiğim şeyi artık yüksek sesle dillendirebilirim sanırım. Bir Psikolojik Danışman olarak en keyif aldığım çalışma alanı yetişkin eğitimleri. 





21 Nisan 2015 Salı

ClassDojo ödülü kullanıp bağımlı mı yapıyor? Geribildirim verip cesaretlendirme mi?-1-


Her gecen gün öğretmenler arasında popülerliği artan ClassDojo hakkında velilerin bilgi sahibi olmaları için yazımın girişinde bu uygulamayı kısaca tanıtmak istiyorum. Asıl üzerinde durmak istediğim konu ise Class Dojo'nun çocuklar üzerinde kısa ve uzun vadede ne gibi etkiler oluşturabileceği konusunda velilerde  farkındalık oluşturmak. 


Classdojo'yu tanıyalım

Classdojo avatarlarından biri

ClassDojo pozitif/negatif pekiştireç verme (ödül ve ceza) prensibi üzerine kurulmuş bir online sınıf içi yönetim uygulamasıdır. Çocuklar bu uygulamada sevimli canavar avatarlar tarafından temsil edilir. Her çocuk kendisi için bir avatar seçer.

Uygulamanın kullanılma amacı sınıf ortamını yönetmek ve anında geribildirim vererek(!) çocuklara olumlu davranış kazandırmak. Süreç öğretmenin çocuklarla birlikte sınıf kurallarını, sınıfça önemsedikleri istendik ve istenmedik davranışları belirlemesiyle başlıyor. Belirlenen kriterlere uygun davranıldığında öğretmen tarafından çocuklara + puan, aksi durumda ise - puan veriliyor. Bu puanlar ve çocukların isimleri avatarlarının yanında görünüyor. Eksi puandakiler kırmızı, artıdaki çocuklar ise yeşil renkle tabloda ifade ediliyor.

Öğretmen isterse puan tablosunu alttaki resimde görüldüğü gibi topluca görebilir ve bu ekranı sınıfa da yansıtabilir. 

Puanlama sırasında ona eşlik eden sesli bir uyarı sistemi de mevcuttur. + puan verildiğinde çıkan ses ile - puan verildiğinde çıkan ses birbirinden farklıdır. Eğer ses modu açık ise öğretmen puan verdiğinde ya da düşürdüğünde ses tüm öğrenciler tarafından duyulur ve ekran sınıfa yansıtılmış durumda ise sesi duyan öğrenciler ekrana bakarak kime ne puan verildiğini ya da kimden hangi sebeple kaç puan düşürüldüğünü görebilirler. 

Dojo puan tablosu

Sistemin bir de veli ayağı var. Öğretmen eğer isterse velilere şifre göndererek onları da sisteme dahil edebilir. Bu sayede veli çocuğu hangi anda hangi davranıştan dolayı puan alıyor, hangi davranıştan dolayı puan kaybediyor anında bildirim alarak takip edebilir. İsterse öğretmen ve veli uygulama içinde mesajlaşabilir. Gerek veli gerek öğrenci belli zaman dilimlerinde rapor şeklinde çıktı alabilir. Örneğin bir hafta boyunca çocuğunun sınıf içindeki davranışsal performansını, öğretmenin varsa çocuğa özel notunu çocuk da veli de görebilir.

Kabaca sistemi tanıttıktan sonra bu sistemin çocuklar üzerinde ne gibi sakıncaları olabileceğine değinmek istiyorum:


Puan vermenin/düşürmenin (ödül/ceza) etkileri
  • Davranış kazandırmak ve olumsuz davranışı azaltmak için Ödül/Ceza sisteminin kullanılıyor olması bu sistemin pedagojik açıdan en olumsuz yönü. ClassDojo'da çocukların puan almak için neler yapmaları gerektiği yani hangi durumlarda ödül alacaklarının önceden belirlenmiş olması ödülün "rüşvet" etkisini ortaya çıkarıyor. Yani çocuk davranışı yaptıktan sonra ödülünü bekliyor. Bunu gerçek hayatta şu cümlelerden anlayabiliyoruz: 
        "Öğretmenim tahtayı sildim, bana puan verecek misiniz?" 

        "Anne ben bugün derste hiç konuşmadım ama öğretmenim bana puan                    vermedi"
  • Bu sistemi kullanan ve memnun olan öğretmenler sınıfın kontrolünü daha rahat sağladıklarını ve bu sayede daha sağlıklı ders işleyebildiklerini, ödevlerin tam yapıldığını, çocukların istendik davranışlarında artma olduğunu ifade ediyor. Bunda bir yanlışlık elbetteki yok gibi görünüyor. Kısa vadede (ödül devam ettiği sürece) öğretmenler bu sistemin ortaya çıkardığı olumlu etkileri yaşarken; uzun vadede çocuklar iç denetim mekanizmasını geliştirme şansı bulamayıp, dıştan denetimli bireyler olma riski ile karşı karşıya kalıyorlar. Ödül kullanımı çok zor ve riskli bir yöntem. Zira yanlış kullanımı teşvik edildiğinde ödül (ClassDojo'nun ödül sistemi böyle) beyindeki bağımlılık merkezini tetikler ve ödüle bağımlı davranış değişikliği olur. Bu da içten denetimli değil, dışa bağımlı çocuk yetiştirmemize sebep olur. Dıştan denetimli birey demek aslında şu; otorite varken sisteme uygun davranan, kendi davranışlarının kontrolünü dış ortamdaki güce göre ayarlayan kişi diğer bir deyişle eleştirel düşünmeyen, sorgulama ihtiyacı duymayan, gücü elinde bulunduran kişiye çıkarları için itaat eden kişi. Dıştan denetimli bireyler yetiştirmek için uygun bir ortam yaratan ClassDojo'nun sadece bu felsefesinin anlaşılması bile uygulamanın kullanılmaması için yeterli. 
  • Burada sıklıkla bahsedilen ödül/ceza yöntemi eğitimde yapılan en temel pedagojik hata. Aslında bu hata Class Dojo'dan önce de eğitimciler tarafından yapılıyordu. Dolayısı ile Class Dojo'nun ortaya çıkardığı sorun yeni değil ancak Dojo cok daha vurgulu, eğlence maskesi altında çok daha sistematik pedagojik hatalar yapilmasına neden oluyor. Ruh sağlığı çalışanları olarak ödül/cezanın eğitimde terk edilmesi gerektiğini söylerken ClassDojo ile bu yöntemin kullanimi daha da kolaylaşıyor ve giderek artiyor. 
  • Ödül/ceza yöntemi ile çocukların kendilerini sınıf iklimi içinde güvende hissetmelerini engelliyoruz. Çocuklarda öğrenmenin gerçekleşmesi ve iç denetimli bireyler yetistirmek ise amacımız Eğitimci yazar Özgür Bolat'in yazılarında sıkça değindiği gibi yapılması gereken anında, detaylı, sürekliliği olacak şekilde çocuklara geribildirim vermektir. Geribildirim ile çocuk, yanlış davrandığında yargılandığını değil aksine sevildiğini, kabul gördüğünü ve önemsendiğini hissederek davranışı hakkında içgörü kazanır. 
  • ClassDojo'nun diğer bir sorunu ise kontrolün tamamıyla öğretmende oluşu. Ne zaman butona basıp puan vereceğine öğretmen karar veriyor. Bu noktada bir araştırmadan kısaca bahsetmek istiyorum. Harrington, Jeanne ve Black yaptıkları araştırmada "talep edilmeyen değerlendirmenin yaratıcılığı öldürdüğünü göstermişler. Değerlendirilme duygusu kişinin çaba harcamasına neden olur ancak değerlendireni etkilemek için. İste yaratıcılığı öldüren de bu durum.  Brandeis Üniversitesi'nden Psikolog Theresa Amabile yaptığı çalışmada; değerlendirileceğimizi bilmenin basit görevlerde (ağırlık kaldırmak, fasulye saymak gibi) daha iyi performans ortaya çıkartırken; yaratıcılık, öğrenme gerektiren görevlerde tam tersi bir etki doğurduğunu ifade etmiştir. Herhangi bir değerlendirmeye tabii tutulmayacağımızı bilmenin ise başarıyı arttırdığını göstermiştir. 

ÖDÜL VE CEZA ÜZERİNE İKİ VİDEO

        Sizlerle paylaşmak istediğim iki link belki söylemek istediklerimi                               somutlaştıracaktır: 

  1. İlki bir diziden davranış yönetiminde ödül sistemi ile ilgili düşüncelerimi özetleyen bir bölüm.





    2.  Dan Pink'in "Bizi motive eden şey nedir?" animasyonu.



ClassDojo'nun dayandırıldığı felsefenin etkisini açıklamaya çalıştım. Uygulamanın tek dezavantajı bu felsefe değil ne yazık ki. Diğer etkileri de bir sonraki yazımda sıralamaya çalışacağım.

Yazımda kullandığım araştırmalar

Harrington D.M, J.H Black, (1987) Testing aspects of Carl Rogerss's theory of creative environments: Child-rearing antecedents of creative potential in young adolescents. Journal of personality and Social Psychology. 52. B51-856

Amabile, T.(1996) Creativity in contex: update to the social psychology of creativity. Boulder, Colo. :Westview Press.Also, Hennessey, B., Amabile, T.(2010). Creativity. Annual Review of Psychology, 61,569-598

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...